NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
حَنْبَلٍ
حَدَّثَنَا
مُعَاذُ بْنُ
هِشَامٍ
حَدَّثَنِي
أَبِي عَنْ قَتَادَةَ
عَنْ أَبِي
نَضْرَةَ
عَنْ عِمْرَانَ
بْنِ
حُصَيْنٍ
أَنَّ
غُلَامًا
لِأُنَاسٍ
فُقَرَاءَ
قَطَعَ
أُذُنَ
غُلَامٍ
لِأُنَاسٍ
أَغْنِيَاءَ
فَأَتَى
أَهْلُهُ
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ فَقَالُوا
يَا رَسُولَ
اللَّهِ
إِنَّا
أُنَاسٌ
فُقَرَاءُ فَلَمْ
يَجْعَلْ
عَلَيْهِ
شَيْئًا
İmran b. Husayn (r.a)
den rivayet edildi ki:
Fakirlere ait bir köle,
zengin birilerine ait bir kölenin kulağını kopardı. Bunun üzerine kulağı
koparanın sahipleri Rasûlullah'a gelip:
"Ya Rasûlallah! biz
fakir insanlarız" dediler. Rasûlullah (s.a.v) de onlara hiçbir şey (ceza)
yüklemedi.
İzah:
Nesâi, kasâme
Bu bab bazı nüshalarda,
Kitâbûd-diyât'ın son babından hemen önce yer almaktadır. Biz metinde geçen
"Gulâm" kelimesini babın ismine uygun olarak "köle" diye
terceme ettik. Bu kelime, köle mânâsına geldiği gibi, bulûğa ermemiş çocuk ve
hizmetçi mânâlarına da gelir. Hattâbî, cinayet işleyenin ailesinin
Rasüluîlah'a gelip, fakirliklerini söylemelerini göz önünde tutarak cinayet
işleyenin de, cinayete uğrayanın da hür olduklarını söyler. Çünkü kölenin işlediği
cinayetin diyetini âkılesi yüklenmez. Fakat bu anlayışa göre hadisle, başlık
arasında irtibat mümkün olmaz.
Ulemânın ekserisine
göre, bir köle bir hürre karşı cinayet işlerse, cinayeti kendi rakabesinedir.
Bunda ittifak vardır. Ancak ne şekilde tahsil edileceği konusunda ihtilâf
vardır. Fakat biz artık kalmamış bir kurumla ilgili bu tafsilâta girmekte
fayda görmüyoruz.